Fransa’da Siyasi Kriz Derinleşiyor

Yayınlama: 11.10.2025
Düzenleme: 23.10.2025 23:34
12
A+
A-

Fransa, uzun süredir devam eden siyasi istikrarsızlığın ardından yeni bir döneme geçiş yapmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un atadığı Başbakan Sébastien Lecornu’nun yeniden görev alması, Meclis’teki parçalı yapı ve toplumun tepkisi, yönetim krizinin merkezindeki unsurlar olarak öne çıkıyor.

Sébastien Lecornu, 9 Eylül’de görev başına gelmişti ancak oluşturduğu kabine sadece 14 saatlik bir süreyle işlevsellik kazanabildi. Meclis’ten hem sağdan hem soldan gelen güçlü muhalefet ve koalisyon ortaklarının itirazları üzerine, Lecornu 6 Ekim’de istifa etti.

Cumhurbaşkanı Macron ise kısa süre sonra Lecornu’yu yeniden başbakan olarak atadı (10 Ekim). Bu move (“görev alma”) “görev borcu” çerçevesinde gerçekleştiği açıklaması yapıldı.

Yeniden atanmayla birlikte, Lecornu’nun bütçe hazırlanması ve mecliste ortaklık oluşturulması yönünde bir “acil plan” hazırlaması beklentisi oluştu.

Fransa’daki ulusal meclis (National Assembly), hiçbir partinin mutlak çoğunluğa sahip olmadığı bir durumda. Bu durum siyasi karar alma süreçlerini zorlaştırıyor.

Aşırı sağ (Rassemblement National / RN) lideri Marine Le Pen, yeni hükümetin tüm icraatlarını engelleme tehdidinde bulundu. Le Pen ve partisi, Lecornu’nun kabinesini “hukuki ve demokratik olmayan” biçimde eleştiriyor.

Ayrıca sol muhalefet de yeni hükümetten memnun değil; özellikle “Financial austerity” (kemer sıkma) önlemleri, toplumsal hoşnutsuzluğu artırıyor.

Yolsuzluk, Bütçe Kesintileri ve Grevler Yeni bütçe tasarıları, özellikle kamu harcamalarında kesinti önerileri, daha az gelirli ve orta sınıf vatandaşlara etkisi olacağı yönüyle tepki çekiyor. Vergi reformları ve sosyal yardım kısıntıları gündemde.

Büyük sendikalar ve işçi grupları “Bloquons tout” (“Her şeyi durduralım”) adıyla örgütlenen protestolar düzenliyor. Paris’te Eyfel Kulesi kapanıyor; 200’ü aşkın kentte hizmet kesintileri, ulaşım aksaklıkları gözlemleniyor.

Vatandaşların hükümete karşı güveni sarsılmış durumda; yönetim istikrarı isteyenler kadar “yeniden seçim” çağrıları da artıyor. Cumhurbaşkanı Macron, politik alanda iyice izole pozisyona düşmüş görünüyor; hem destek partileri hem muhalefet ile mesafe artıyor. 2027’deki seçimlere hazırlık süreci, bu kriz ortamında şekillenecek gibi; partiler ve liderler kendi stratejilerini netleştirmeye çalışıyor. RN ve sağ muhafazakâr LR partileri arasında olası ittifak senaryoları gündeme gelmeye başladı.

Ayrıca, demokrasi ve kamu özgürlüklerine ilişkin eleştiriler dışlanıyor değil: Uluslararası gözlemciler, gösteri hakkı, sivil özgürlükler ve devlet şiddeti gibi konularda endişelerini artırmış durumda.

Fransa’nın kamu borcu hâlâ GSYİH’nın yaklaşık %114’ü olarak hesaplanıyor; bu oran AB içinde yüksek sayılıyor. Yeni bütçe önerileri, harcamaları kısmak, bazı sosyal hakları sınırlandırmak ve kamu giderlerinde reform yapmak üzerine odaklanıyor; ancak bu tür önlemlerin toplumsal maliyeti yüksek görünüyor.

Fransa, kısa süre içinde ciddi bir siyasi kırılma noktasına gelmiş durumda. Parlamento çoğunluğunun olmaması, hükümetlerin art arda çökmesi ve halkın kemer sıkma önlemlerine karşı tepkisi, Macron yönetimini büyük bir güç sınavına sokuyor. Lecornu görevi yeniden kabul ederek krizi hafifletmeye çalışsa da, hem muhalefetin hem toplumun beklentileri yüksek ve hoşgörüsü sınırlı. 2027 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden süreçte Fransa’nın siyasi haritasının yeniden çizileceği söylenebilir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.